ANF

Bayburt Kapalı Cezaevi'nde Newroz kutlayan kadın tutsaklara jandarma saldırdı. Aileler, dün havalandırmada gazeteler ve kullanılmayan elbiselerini yakarak Newroz kutlayan tutsaklara biber gazı ve yangın tüpüyle saldıran jandarmanın, birçok tutsağı darp ettiğini aktardı. TUTSAKLAR ANLATTI Ailelerini arayan tutsaklar, şunları anlattı: "Dün havalandırmada sembolik Newroz kutladık. Kutlamaların ardından jandarmalar tarafından yangın tüpüyle saldırı yapıldı. Siyasi kadın tutsaklar olay esnasında fenalaşarak bayıldılar. Bazılarının ise burunlarından kan geldi ve kusanlar oldu. Jandarmalar çok yakın mesafeden gaz sıktılar. Vücudumuzda kalıcı iz bırakmaya dönüktü bu saldırılar." Tutsaklar, saldırıda çok sayıda tutsağın fenalaştığını ve hayati tehlikesinin olduğunu, Bayburt Cezaevi İnfaz Savcılığı'na suç duyurusunda bulunduklarını aktardı.

Alınan bilgilere göre; Efrin kent merkezinde Cindirêsê yolu yakınlarında işgalci Türk askeri ile El Kaide-DAÎŞ çeteleri bir pasaja talan ve yağma için girdikleri sırada, YPG/YPJ savaşçıları sabotaj eylemi gerçekleştirdi. Eylemde en az 10 çete öldürülürken, çetelerin yağmalarda topladıkları eşyaları taşıdıkları bir kamyon ve bir traktör de imha edildi. ŞERA’DA 8 İŞGALCİ ÖLDÜRÜLDÜ YPG/YPJ savaşçıları dün akşam da Şêra ilçesinde bağlı Şemalê ve Meydankê köyleri arasında işgalcilerin bulunduğu bir noktaya eylem gerçekleştirdi. Eylemde 8 işgalci öldürüldü, 3’ü de yaralandı. Ayrıca YPG/YPJ savaşçıları bu sabah da Efrin kent merkezine bağlı Basutê köyü ile Cindirêsê bölgesi arasında işgalci Türk ordusu ve çetelerine yönelik eylem gerçekleştirdi. Eylemde işgalcilerin öldürüldüğü bildirilirken, sayılarına ilişkin net bilgi edinilemedi. ÇETELER SİVİLLERE SALDIRDI Diğer yandan çetelerin Efrin’de yağma ve talan görüntülerinin yayılması ve tepki çekmesi üzerine çetelerin, gerçekler

Alman Bertelsmann Vakfı, iki yılda bir hazırladığı araştırmanın sonuçlarını açıkladı "Transformasyon Endeksi" (BTI) adıyla yapılan araştırmada kalkınmakta olan ve az gelişmiş 129 ülke ele alındı. Araştırma 1 Şubat 2015 - 31 Ocak 2017 arasındaki dönemi kapsıyor. Buna göre 129 ülkeden 71’i “demokrasi” olarak tanımlanırken, 58’i için “otokrasi” tanımı yapıldı. Vakıf, demokrasi ve hukuk devletlerinin dünya genelinde krizde olduğu tespitini yaptı. Araştırmada, "Giderek daha fazla sayıda ülkede yöneticiler kontrol mekanizmalarını genişletiyor" diye vurgulandı. 40 hükümetin geçen iki yıl içinde hukuk devletini zayıflattığını kaydeden vakıf, 50 ülkede ise siyasi özgürlüklerin kısıtlandığına dikkat çekti. 13 ülkede siyasi durumun "belirgin bir biçimde kötüleştiğine” vurgu yapılan araştırmada, bu ülkeler arasında Türkiye de yer aldı. Ayrıca Yemen ve Mozambik gibi ülkeler de bu kategoride bulunuyor. “Demokrasi” olarak sınıflandırılan sözkonusu 13 ülkede bir

YPG/YPJ savaşçılarının Efrin merkez ve köylerinde işgalci Türk ordusuna yönelik eylemleri devam ediyor. Alınan bilgilere göre, YPG/YPJ savaşçıları bugün Efrin kent merkezinde işgalci güçlere yönelik bir eylem düzenledi. Eylem sonucunda 10’dan fazla işgalcinin öldürüldüğü bildirildi. YPG Basın Merkezi, eyleme ilişkin henüz resmi açıklama yapmadı.

Türk devletinin Hewlêr’in Qesrê beldesine yönelik yaptığı hava saldırısında 4 sivilin katledilmesini protesto etmek isteyenler gözaltına alındı. 3 aktivist KDP asayişi tarafından gözaltına alındı. Gözaltına alınanların Binyamîn Yusif, Rêbaz Mele ve Xalîd Resu isimli kişiler olduğu öğrenildi. Qesre Beldesi Sorumlusu Şaxewan Ehmed’in KDP’ye yakın basınına, “Bombalanan yerlerde PKK üsleri var” demesi üzerine 3 aktivist, “Bombalanan yerlerde PKK üsleri yok, sivil yerlerdir. Bombalanan yerlerde siviller yaşıyor” diyerek tepki gösterdi. Aktivistlerin Şaxewan Ehmed’e tepki göstermesi üzerine KDP asayiş güçleri tarafından gözaltına alındı. GİRİŞLER YASAKLANDI Ayrıca Türk ordusunun atışlar yaptığı Kuzey Kürdistan sınırındaki Sidekan'ın asayişi tarafından Bermizê köyüne girişler yasaklandı. Köye gitmek isteyenler ise geri çevrildi. Bombardıman sonrasında alana gitmek isteyen gazetecilerin de geri çevrildiği ve alana girmelerinin yasak olduğu aktarıldı. Bölgeye girişlerin yasak

Efrîn'de direnişin farklı yöntemlerle sürdüğüne dikkat çeken TEV-DEM, zaferin elde edileceğini belirtti. TEV-DEM, Türk devletinin soykırımcı saldırılarıyla demografik değişimi hedeflediğine de vurgu yaptı. TEV-DEM, bugünkü yazılı açıklamasında Efrîn işgali ve direnişini değerlendirdi... TEV-DEM'in açıklaması şöyle: “Türk ordusu ve cihatçı çetelerine karşı Çağın Direnişi’nde 58 gün boyunca soluksuz bir fedakarlık gösterilmiştir. Tarihi kahramanlık ve fedakarlık efsaneleri yazılmıştır. İşgalci ordu ve yok etmeye programlı araçlarına karşı hala devam eden halk direnişi, düşmanlara ve karanlık güçlere ders vermiştir. Bu direniş halen de devam etmektedir. Efrîn halkımız tarihi direnişiyle tüm dünyanın dikkatini çekmiştir. Halkımız iradesinin asla kırılamayacağını ve hiçbir güç tarafından yok edilemeyeceğini açık şekilde ortaya koymuştur. Bu direniş, terör ve çete destekçisi Türk devletine karşı halkımızın en güçlü yanıtı olmuştur. ULUSLARARASI KURUMLARA TEPKİ İşgalc

Christine Valain, Le Monde gazetesindeki makalesinde “vatandaş” olarak imza kullandı. “Bugün Fransız olmaktan gururlu değilim” diyerek Efrîn’deki Türk işgaline dikkat çeken Valain, “Kürtler bizden daha cüretli, biçim için değerli olması gereken ‘özgürlük, eşitlik, kardeşlik’ değerleri için mücadele ettiler” ifadelerini kullandı. İHANETE UĞRAMAK EN KÖTÜSÜ Efrîn’de yaşananlar için “Bu bir işgal” diyen Valain, şöyle devam etti: “Tüm savaşlar korkutucu, şiddetli ve adaletsizdir, ama ittifakları tarafından ihanete uğramak hepsinden daha kötüdür. Kürtler, Fransa’nın da dahil olduğu koalisyon tarafından alçakça kendi kaderlerine terk edildiler. Bu akşam, çok sayıda diğer vatandaş gibi, utancımı yazmak istiyorum. Karar vericilerin, cinsel kölelliği reddettikleri için canlı canlı yakılan, yakınlarının gözleri önünde kanlı İslamcılar tarafından tecavüze uğrayan Êzidî kadınlar, topraklarını savunurken katledilen o erkekler, yakınlarının gözleri önünde parçalananlar, işkence gören, parçal

Avrupa Birliği, Yunanistan ve Kıbrıs ile dayanışmak amacıyla Türkiye’yi Ege Denizi ve Doğu Akdeniz’deki “illegal eylemlerini” sert bir şekilde kınadı. AFP’ye göre Avrupa Birliği zirvesi sonuç bildirgesinde Türkiye’ye yönelik sert kınama çıktı. Bildirgede “Avrupa Konseyi Türkiye’nin Doğu Akdeniz ve Ege Denizi’nde devam eden illegal eylemlerini sert bir şekilde kınıyor, Yunanistan ve Kıbrıs ile tam dayanışmanın altını çiziyor” denildi. Bu tepki, Ankara ile Kıbrıs arasında Kıbrıs’ın doğusundaki gaz çıkarma çalışmaları ve Türkiye’nin AB vatandaşlarını rehin almasına karşı gelişti. Türkiye ile Kıbrıs ve Yunanistan arasında yaşanan gerilim siyasi ve ekonomik nedenlerle izah ediliyor. Akdeniz’de Kıbrıs çevresinde büyük gaz yatakları bulunuyor. Bu bölge üçlü bir anlaşma yapan Yunanistan, Mısır ve Kıbrıs tarafından işletiliyor. Kıbrıs’ın kuzeyini işgali altında tutan Ankara ise bu durumdan rahatsız. Türkiye son haftalarda bölgede provokatif faaliyetlerini arttırdı. Bir Yunan sahil

Belçika'da Efrîn ile Dayanışma Platformu, 24 Mart Dünya Efrîn ile Dayanışma Günü’nde ırkçılığa karşı eyleme çağırdı. Yazılı bir açıklama yapan Platform, “24 Mart Cumartesi, Dünya Efrin ile Dayanışma günüdür... Cumartesi ırkçılığa karşı yapılacak eyleme katılım çağrısı yapıyoruz” dedi. Eylem, Gare du Nord’da saat 14.00’te başlayacak. Açıklamada, “Türk devletinin Kürt halkına karşı soykırım politikası tüm gücüyle devam ediyor. Bu soykırım bu istila tüm insanlığa göz dağıdır. Efrîn’de yaşananlar insanlığa karşı suçtur. Emperyalist devletler bu suçun ortağıdır” ifadeleri yer aldı. Yüzbinlerce insanın evlerini terk etmek zorunda kaldığını, yüzbinlerce çocuğun okulsuz ve geleceksiz kaldığını kaydeden platform, Türk sömürgeciliğin Efrîn’deki saldırganlığını her yerin direniş alanı, her yerin Efrîn yaparak yenmeye çağırdı. Türk devletinin BM Güvenlik Konseyi’nin ateşkes kararını ihlal ederek kan dökmeye devam ettiğini belirten platform, Efrîn’deki işgal saldırıları için “soy

AKP-MHP rejimi, Kürt halkı ve dostlarının Newroz'u görkemli, coşkulu bir şekilde kutlamasından rahatsız oldu. Tüm baskı ve engellemelere rağmen direniş ruhuyla ve kitlesel geçen kutlamaların ardından pek çok kentte yüzlerce kişi gözaltına alındı. İZMİR İzmir Gündoğdu Meydanı'nda kutlanan Newroz sonrasında çok sayıda kişinin gözaltına alındığı öğrenildi. Newroz kutlaması başladığı sırada 40 civarında kişi gözaltına alınmıştı. Newroz esnasında polis sürekli kayıt almıştı. 18 yaş altı çocukların, 0-6 yaş arası çocuğa sahip kadınların ve yaşlıların da olduğu 100'ü aşkın kişi de daha sonra gözaltına alındı. 150 civarında kişinin gözaltı olduğu öğrenildi. Bunlardan isimleri tespit edilebilenler şöyle: "HDP İl Yönetiminden Gül Turgal, Elisa İlin, Hatice Tunç, Ahmet Adıyaman, Veysel İnan, Gevre Aktaş, Emrah Demir, Dilan Yurteri, Raciye Altındağ, Murat Avcı, Seyit Turğay, Ramazan Acar, Nazdar Kaymaz ve Remziye Kaçar yanında bebeği ile alındı, Filiz Adıyaman, İran v

YPJ Savaşçısı Latin Amerikalı devrimci Alina Sanchez (Lêgerîn Çiya), Hesekê'de trafik kazası sonucu şehit düştü. YPJ Genel Komutanlığı, Alina Sanchez için bugün yazılı açıklama yaptı. Kadının düşünce ve duygusuyla gelişen Kuzey Suriye halklar devriminin, her geçen gün özgürlük umutlarını büyütmeye devam ettiğine dikkat çekilen açıklamada, "Bu devrim gün geçtikçe etkisini tüm dünyada da daha fazla hissettiriyor. Kürdistan halklarının devrimi sadece Ortadoğu kadınları için değil, tüm dünya halklarının eşit ve özgür yaşamın hakikati olmaya devam ediyor" denildi. Açıklamada, "Egemen güçlerin öncülüğünde geliştirilen kapitalist sistem bugün, insanlık değerlerini yutan, insanlığın başına belan olan bir düzeye ulaşmış durumdadır" vurgusu yapılarak, şöyle devam edildi: 'KUZEY SURİYE DEVRİMİ KADIN ELİYLE YARATILDI' "Özünde talan, soykırım ve işgali kendisine en temel bir hak olarak gören bu sistem, kadınları katletmeyi de kendisine en doğa

Mezopotamya İnançlar Platformu, Türk devletinin işgalci ve soykırımcı saldırıları üzerine yazılı açıklama yaptı. "Tarihte bu topraklarda hüküm sürenler, birçok katliam ve yıkıma girişmiş olsalar da, bu katliam ve asimilasyonlarını bu denli vahşice gerçekleştirme cesaretini gösterememişlerdir" vurgusunun yapıldığı açıklamada, Erdoğan ve DAİŞ çetelerinin iş birliği halinde Efrîn'e saldırdığına dikkat çekildi. 'DOĞA VE CANLILARA HAYAT HAKKI TANIMAMAKTADIR' Açıklamada, "Mezopotamya'daki halklar, inançlar yok olmayla karşı karşıyadırlar. Bu topraklardaki camiler, sinagoglar, kiliseler, cem evleri, Êzidî tapınakları, mezarlıklar ve tarihi yerler yok edilmektedir. Doğa ve canlılara hayat hakkı tanınmamaktadır" denildi. Sur, Cizre, Nusaybin, Şengal, Musul, Reqa, Kobanê ve bugün Efrîn'de olanların, dinler ve insanlık için bir felaket olduğuna dikkat çekilen açıklamada, "Bu katliamlarını dünyanın her tarafına yayan Erdoğan, Brüksel'de,

Hüseyin Ali  Efrîn halkı, Rojava Kürtleri, Suriye halkları, tüm Kürtler, Avrupa halkları ve dünya kamuoyu Efrîn’deki bu soykırımı görmeli ve Efrîn’deki bu demografik yapı değişimine izin vermemelidir. Bu durum tek bir gün bile gündemden düşürülmemelidir. AKP iktidarı kadar yalancı, demagog, pişkin, ikiyüzlü ya da yüzsüz başka bir iktidar görülmemiş. 300 sivil katledip birçok köyü ve yerleşim yerini yıktığı halde, “biz hiçbir sivilin burnunu kanatmadan Afrin’e girdik” demiş. İşte utanmazlığın abidesi! “Biz Rakka ve Musul gibi şehirleri yıkmadık” demiş. Bırakalım Efrîn’in belde ve köylerini yıkmasını, iki ayda Vietnam’a atılan bombaların birkaç katını atmasını, Türkiye siyasi sınırları içindeki Cizre, Şırnak, Nusaybin, Sur, İdil, Gever gibi yerleri yerle bir eden hangi siyasi iktidardı? Bu talimatları veren faşist lider kimdi? Tabii ki AKP iktidarı ve onun faşist şefi Tayyip Erdoğan! “Kadın da olsa, çocuk da olsa gereğini yaparız” diyerek çocukları öldürten Tayyip Erdoğan’dır. Ş

Dünya'da giderek büyüyen temiz su sorununa dikkat çekmek amacıyla BM tarafından 1992 yılında Dünya Temiz Su günü ilan edildi... Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, 1992 yılında Rio Janeiro’da düzenlenen BM çevre ve kalkınma konferansında Dünya'da giderek artan temiz su öneminden dolayı her gün 22 Mart’ın Dünya Su Günü olmasına karar vermiştir. İlk kez 1992 yılında Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferans’ında önerilen Dünya Su Günü, BM üyelerinin ve dünya ülkelerinin giderek büyüyen temiz su sorununa dikkat çekmek ve içilebilir su kaynaklarının korunması ve çoğaltılması için somut adımların sağlanmasını geliştirmek için bu isme bir gün adamakla oluşturulmuştur. 1993 yılından bu yana her yıl 22 Mart tarihi Dünya Su Günü olarak belirlenmiş ve üç yılda bir belirlenen bir ülkede ‘Dünya Su Konseyi’ toplanmaktadır. SU KAYNAKLARI HER YIL AZALMAKTA Peki, dünyamızda içilebilir su kaynakları neden her yıl biraz daha fazla azalmaktadır? İçilebilir suyun azalmasına ned

 HÎVDA HEBÛN - ERSİN ÇAKSU  Türk devleti ve ona bağlı çete gruplarının işgal saldırıları sonrası Şehba bölgesine göç etmek zorunda kalan Efrînliler, kendi yaralarını kendileri sarıyor. Türk devleti ve ona bağlı El Kaide, DAİŞ ve El Nusra çetelerinin Efrîn'e dönük işgal saldırıları sonrası yüzbinlerce insanın göç ettiği Şehba bölgesinde Efrîn ve Şehba yönetimleri halkın ihtiyaçlarını karşılamak için yoğun bir çaba sarf ediyor. Binlerce Efrînlinin sokaklarda ve DAİŞ çetelerinden kalma mayınların döşeli olduğu harabelerde yaşamak zorunda olduğu Şehba'da barınmanın yanı sıra gıda, ilaç ve temel yaşamsal malzemelerin tedarikinde de ciddi sorunlar yaşanıyor. Efrîn halkı için Kobanê ve Cizîrê'den gönderilen yardım malzemeleri ise Suriye rejiminin engellemelerinden dolayı ihtiyaç sahiplerine ulaşamıyor. Efrîn için bir hafta önce Cizîrê'den yola çıkarılan yardım malzemelerinin küçük bir bölümü ancak dün Şehba bölgesine ulaşabildi. Yardım malzemelerini taşıyan